Cehennem – Tatbikat Sahnesi

Vurucu, Düşündürücü, Epey Etkileyici.

Bu yazı zor bir yazı olacak. Nitekim Tatbikat Sahnesi tarafından sahnelenen Cehennem oyunu sindirmesi zor, alt metinleriyle insanı soru yağmuruna tutan, fazlaca düşündüren, fazlaca sorgulatan bir oyun.

Orijinal ismi “The Nether” olan ve Jennifer Haley tarafından kaleme alınan oyun, Tatbikat Sahnesi’nin 2020 oyunları arasında yer alıyor. Yazının sonunda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Oyun vurucu, düşündürücü ve epey etkileyici. Son yıllarda izlediğim en iyi yapımlardan birisi. Hem metin hem reji hem oyunculuklar müthiş bir harman yakalamış. Alışılagelmiş kalıplardan sıyrılan oyun, yenilik arayan tiyatro izleyicileri için harika bir mola alanı sunuyor. Yazının bundan sonrası spoiler/sürpriz kaçıran içerir.

Cehennem, günümüzden çok ileri bir zaman diliminde geçiyor. Bir zamanlar İnternet ismi verilen sanal dünya artık Cehennem olarak adlandırılıyor. Oyundaki sanal dünya günümüzdeki teknolojinin epey ilerisinde. Artık insanlar internete yani cehenneme bağlanarak gerçek dünyadan farklı olmayan bir gerçeklik yaşayabiliyorlar. Cehennemin gerçek dünyadan en büyük farkı, her şeyin gerçek kadar sahici olması ancak eylemlerin, isteklerin, arzuların bir yaptırımı olmaması. Cehennem, bir nevi uç istek ve arzudaki insanların, sapkın düşüncedekilerin her istediklerini yapabilecekleri bir yer hâline gelmiş.

Cehennemin en ücra köşelerinde “Papa” kod isimli kişinin işlettiği bir ev var. Buraya “kuytu” deniliyor. “Kuytu” sapkınların buluşma noktası. Pedofili, cinayet arzusu gibi pek çok sapkın düşünceye sahip insanın ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir yer, daha doğrusu bir yazılım. Oyunun hikâyesi “kuytu”nun kurucusu “Papa”nın gerçek dünyada izini bulan ve bu sapkın dünyayı kapatmak isteyen Cehennem Dedektifinin sorgulamaları ekseninde geçiyor. Bu sorgulamalar arasında yer yer oyun bize cehennemin içine alıyor, yer yerse gerçek dünya ve sanal gerçeklik arasında geçişler sunuyor.

Sanal bir gerçeklikte etik kavramı ve sınırını; cinayet, pedofili gibi kavramlar üzerinden işleyen oyun sadece bununla da kalmıyor, teknoloji ile birlikte yalnızlaşan bireylerin, gerçek dünyada ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar, masum ya da başkaca bir sebepten cehenneme bağlı hâle gelmelerini, gerçek dünyada hissedemedikleri gerçekliği ve mutluluğu, sanal dünyada hissedebilmelerini ve yaşadıkları bu araya sıkışmışlık hissini aktarıyor.

Oyunun metni son derece çarpıcı. Özellikle normal bir sorgulama ile başlayan oyunda sanal gerçeklik dünyasına yaptığımız ziyaretler ile birlikte bu dünyanın çirkin, mide bulandırıcı yapısını, insanların ona bağlanmalarını ve iç çekişmelerini izleyiciye başarıyla aktarıyor. Metnin twist denilebilecek, sanal gerçeklikteki karakterlerin gerçek dünyada kimler tarafından yönetildiğinin açıklanması ise izleyiciye daha fazla sorgulama yaptırıyor, dahası midemize sağlam bir yumruk indiriyor.

Elvin Beşikçioğlu tarafından yönetilen oyunun rejisi, metnin bu çarpıcı yapısına sıkı sıkıya bağlı kalarak teknolojiyi izleyiciye farklı bir şekilde aktararak ortaya çok özgün bir sahneleme çıkarıyor. Gerçek dünya ile sanal dünya arasındaki geçişlerin kah efektlerle kah koreografi ile bezendiği anlar gerçekten muhteşemdi. Bunun yanı sıra perdesiz sahnelenen oyunun 1,5 saat süresinde küçük geçişler dışında neredeyse hiç durmaması oyunun temposunu yüksek tutuyor. Sorgulama sahnelerinde kullanılan kamera ve bu kameranın projeksiyona yansıtılması metinde yer alan bir zorunluluk değilse, ilginç bir reji tercihi ve oyunculara daha farklı imkânlar tanıyor.

Ünsal Coşar Papa rolüyle, Selin Tekman Dedektif rolüyle harika bir uyum sağlarken, yer yer siyahla beyazın yer değiştirdiği oyunu başarıyla sürdürüyorlar. Beyza Nur Metin’in İris performansı oldukça başarılı ve oyundaki çatışmanın kaynağı İris karakterini oldukça “unutulmaz” kılıyor.

Oyunla ilgili son notlara gelecek olursak, müzik, efekt ve geçişler çok başarılı. Oyundaki tek eksikliğin sorgulama sahnesinde kullanılan kameranın görüntüyü projeksiyona geç yansıtması ve görüntünün akıcı olmaması verilebilir. Yazının başında dediğim gibi, bu zor bir yazı oldu çünkü bu oyunun hakkıyla incelemesini yapmak için tek bir kez seyretmek yeterli değil. Ancak başta da dediğim gibi bu oyun Vurucu, Düşündürücü, Epey Etkileyici. Herkesin izlemesini tavsiye ediyorum.