Oyun Yazarları Serisi: Pratik Tavsiyeler

National Tiyatro, YouTube hesabında yayımladığı oyun yazarları serisinde Simon Stephens, In-Sook Chappel, Evan Placey, Alecky Blythe, Tanya Ronder, Suhayla El-Bushra, Ryan Craig, Lucy Kirkwood, Inua Ellams ve Dawn King gibi isimlerle yaptığı röportajlarda bu yazarların kendi yazma süreçleriyle ilgili yaklaşımlarını tiyatroseverlere sunuyor. Oyun yazmak niyetinde olan, hâlihazırda yazan ama çıkmazda olan ya da oyun yazmaya dair buna benzer birçok şeyi yaşamakta olan yazarlara faydalı olması dileğiyle.

Yazarlar serinin bu sekizinci yazısında oyun yazmaya dair pratik tavsiyeler veriyor.

In-Sook Chappell‌‌

Eğer yapabiliyorsanız yazmaya ne kadar vakit harcayacağınızı belirleyip, bu disiplin ve ritim içinde günde bir saat ayırmak faydalı olabilir. Çok uzun bir süre belirlemek zorunda değilsiniz. Eğer gerçekten odaklanmış bir durumdaysanız bir saatte bile birçok şeyi halledebilirsiniz.

Evan Placey‌‌

Her gün mutlaka gazete okurum. Her sabah yaptığım ilk şey bu olur. Gerçek hayatın oldukça çılgın ve yazabileceğim herhangi bir şeyden daha heyecan verici olduğunu düşünmüşümdür hep. Bu yüzden de aklıma gelen fikirlerin çoğu hep bir gazete hikâyesiyle ya da hikâyede okuduğum bir karakterle ya da başka birinin bir hikâyeye yaptığı göndermeyle başlar. “Anlatılan hikâyelerden onların aldıkları izlenimleri ne?” diye merak etmişimdir. Mesela, kişinin zamanında gittiği doktora, eski sevgilisine ya da herhangi birine atıfta bulunulabilir. Sanırım genelde esin kaynağımı bu gibi noktalardan alıyorum.

Suhayla El-Bushra‌‌

Yazmaya başlamak üzere olan ya da hâlihazırda bir oyun yazmış olan gençlere faydalı olabilecek tavsiyeler; her şeyden önce yazdığınız metni kendi kendinize sesli bir şekilde okuyun. Bunu yaparken garip hissetmenize gerek yok. Tüm karakterleri okuyun ve canlandırın. Çünkü okurken bocalar gibi olursanız ya da içinize sinmezse bunun farkına varacaksınız. Bir sahne ya da oyun yazarken bence bu tam da ilk olarak yapmanız gereken şey. Hikâyenizi bu şekilde geliştirmek istiyorsanız, arkadaşlarınızı ya da tanıdığınız insanları davet edip sesli bir şekilde okumalarını isteyebilirsiniz. Oyunculuk konusunda iyi olmasalar bile bu oldukça faydalı olacaktır. Yapmanız gereken, insanları bir odaya toplamak, hikâyenizi okutup onlardan geri dönüt almak. Sesli bir şekilde okunduğunu duyduğunuzda birçok şeyi keşfedeceksiniz ve yazdığınız hikâyeye kulak kesilen insanları izlerken “Galiba bu hikâye onlara biraz sıkıcı geldi.” ya da “Bu bölümü bayağı bir sevdiler.” gibi bir deneyim edinmek hikâyeniz için çok yararlı olacaktır.

Tanya Ronder‌‌

Yazdığınız oyunla ilgili bir bakış açısı görmek, karşılık almak ya da oyunun atmosferiyle ilgili bilgi almak için oyununuzu göndermeden önce hayatınızda güvendiğiniz herhangi bir kimseye, bu erkek ya da kız kardeşiniz, arkadaşınız olabilir; ebeveynlerden biri, bakıcı ya da herhangi biri olabilir, onların birinden okumasını istemek harika olabilir. Bu belki de sizi oyunu göndermeden önce bazı noktalarını değiştirmeye sevk edebilir. Esasında tiyatro kolektif üretimin olduğu bir sanat olduğu için de yazdıklarınızı çevrenizdeki insanlara ne kadar çok okutur, onlarla paylaşırsanız bu sizin için o kadar iyi olacaktır.‌‌

Lucy Kirkwood‌‌

İnternete erişimimin olmadığı bir ortamda olmak bana oldukça iyi gelen bir şey. İnsanlara bu korkunç gelebilir ama bence yazmak; zihninizin kendisiyle bölünmeden içinde yer aldığı bir iletişim ortamını yaratmakla ilgili.‌‌

Suhayla El-Bushra‌‌

Çıkmaza girdiğimde; ki bu çok olur, oyundan biraz uzaklaşırım çünkü yazdığım şeyin iyi olup olmadığı noktasına gereğinden fazla takılı kalabiliyorum. Sonrasında karakterlerden bir tanesini seçip, onları farklı durumların içine sokup yazmaya devam ederim ya da ana hikâyeden uzaklaşıp, tekrardan havaya girebilmek, yazdığım insanların kim olduğu ve nasıl olması gerektiği gibi noktaları keşfetmek için anket vb. şeyler yaptığım da olur.‌‌

Evan Placey‌‌

Bazen “Ya evet, şu an bir çıkmazdayım, bundan biraz uzaklaşmam gerekiyor.” demem gerekebiliyor. Böyle durumlarda ya farklı bir işe odaklanıyorum ya da “Şimdi bir film izleyeyim, yürüyüşe çıkayım, galeri gezmeye gideyim.” diyorum. Böylelikle, bu gittiğim yerler bir ihtimal bana ilham verebiliyor ya da en azından zihnimi boşaltmama yardımcı olabiliyor. Yani, yazdığım oyuna, oturup yazmış olduğum masadan uzakta bir yerde bakabiliyorum.‌‌

Inua Ellams‌‌

Oyun yazmakla ilgili verebileceğim en önemli tavsiye; bütün tuhaflıklarınızı, garip davranışlarınızı, endişelerinizi, kusurlarınızı, size sıkıcı ya da klişe gelmesi yüzünden seyircilerin de ilgisini çekmeyeceğini düşündüğünüz, sizi siz yapan bütün cins şeyleri kâğıda dökmeniz gerekiyor; ta ki insanların yazdığınız oyuna nasıl bir tepki verdiklerini görene kadar. Şiir ve tiyatro dünyaya tamamen yeni bir yerden bakmakla ilgili ama bu yeni ve farklı yerler bilinçaltımızda ve olaylara verdiğimiz o garipliklerin içinde hapsedilmiş bir hâlde duruyor. Bahsettiğim bu şeylerin hepsini yapmak, oyunlara dahil etmek ve seyircilerin oyundan ne anladığı ve bunun uzantısı, bir yazar olarak sizi nasıl yorumladıklarını görmek çok ilginç ve değerli noktalar.

Çevirmen: Engin Sefer Dülger