DD:S8E5 Uğur Uzunel, Ara Sahne, "Özü Sözü Olan Oyunlar"
Uğur Uzunel’le, 8 yaşında Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda kursiyer olarak başladığı ve aktif biçimde seyirciyle buluştuğu tiyatro yolculuğunu; Dokuz Eylül Üniversitesi Oyunculuk Anasanat Dalı’nda edindiklerinin tiyatro pratiğine nasıl yeni bakış açıları kattığını, tesadüflerle açılan kapıların onu İstanbul’daki güzel projelere nasıl taşıdığını konuştuk.
Kendini hem alaylı hem mektepli olarak tanımlayan Uzunel’in, ortak hayalleri olan insanlarla birlikte Beyoğlu’nda kurduğu Ara Sahne’nin hikâyesine; genç oyunculara alternatif bir alan yaratma motivasyonuna ve “seyircide karşılığı olan işler yapma” arzusuna dair keyifli bi’ söyleşi gerçekleştirdik.
1988 İzmir doğumlusunuz ve sanırım çocuk yaşlarda tiyatroya başlıyorsunuz; Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosunda kursiyer olduğunuz yıllara gitsek ve sizi oraya götüren sebepleri hatırlasak neler söylersiniz; nasıl bir keşif süreciniz var içinizdeki bu tutkunuza dair?
2008 yılında da Dokuz Eylül Üniversitesi Oyunculuk Anasanat Dalı’nı kazandınız; peki uzun yıllar pratikte tiyatro yapan biri için o akademik hayat ne değiştirdi hayatınızda; halihazırda uyguladığınız bazı şeyleri sorgulattı mı mesela, merak ediyorum doğrusu?
10 yıl önce de yine İzmir’de İstibdat Kumpanyası’nda rol alıyorsunuz- ki benim de İzmir’de çalıştığım yıllarda izlediğim bir oyundu o fakat sizin de oynadığınızı şimdilerde afişe bakınca hatırladım- o muhteşem kadro içinde lisans yıllarından hocanız Sibel Erdenk’le aynı sahneyi paylaşmak neler hissettirmişti diye sormak isterim.
İzmir’den İstanbul’a uzanan o yol ayrımını da konuşalım isterim; neydi sizi bu uğurda karar verdiren itici ve/veya çekici güç?
Gerek sahne üstünde gerekse kamera önünde pek çok projede yer aldınız/almaktasınız; peki oyunculuk anlamında baktığınızda bu farklı kulvarların sizde yarattığı mesleki tatmini sormak isterim; hem işlerin niteliği bakımından hem de ulaştığı hedef kitleler açısından nasıl değerlendirirsiniz?
Gelelim 2 yıl önce seyircisine kapılarını açan Ara Sahne yolculuğunuza; 5 arkadaş çıktığınız bu yolda Beyoğlu’nda yerleşik bi’ düzen radikal bir karar değil mi; sizin bu noktadaki motivasyonunuz neydi; ve de bu kısa zaman içinde gerek ev sahipliği yaptığınız ekiplerin seçkisini gerek bizzat hayalini kurduğunuz oyunları düşünerek ekip olarak bi’ manifestonuz var mı diye sormak isterim.
Geçtiğimiz sezon adını sıkça duyduğumuz ve pek çok ödülle birlikte andığımız oyununuz Kadeşlerimi Arıyorum özelinde de konuşalım isterim; öncelikle metin seçim sürecini, o karar anını hatırlayarak başlayalım ardından da bir gün kendi kaleme aldığınız metinleri sahneleme hayaliniz var mı diye konuşalım.
Hem sahne önünde hem sahne arkasında aktif rol almış bir tiyatro insanı olarak oyuncu-yönetmen denklemine dair neler söylersiniz; iki tarafı da deneyimledikten sonra yönetmenin hayaline ortak ettiği ekibin sahnede can veren bi’ parçası olmak mı bizzat o hayali kurmak mı diye sorsam?
Bizim yayın adımız da olan dördüncü duvar kavramına sizin bakış açınızı sormak isterim.
Kendisine bu huş sohbet için çok teşekkür ederiz.


