DDX:S4E6 Hüseyin Oçan, Ankara Devinim Tiyatro, Bize Bakan Hikâyeler
Arkadaş Z. Özger’in doğum günü vesilesi ile özel bir etkinlik kapsamında sahnelenen SEVDADIR adlı oyun sonrasında karaktere can veren Hüseyin Oçan’la tiyatro hikâyesini dinlediğimiz keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Hüseyin Oçan’a ilettiğimiz sorular şunlardı:
2012 yılında Selçuk Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezun oldunuz ve yıllardır da tiyatro paydasında üretmeye devam ediyorsunuz. Peki, biraz geçmişe gitsek ve sizi tiyatroya sürükleyen motivasyonu hatırlasak; bu uğurda yola çıkmaya karar verdiğiniz o anı konuşarak başlayabiliriz sohbetimize.
Tiyatro tutkusuyla yola çıkan pek çok insan genelde bir şekilde sahnede o karakterlere can vermek için hayaller kuruyor, peki sizi mezun olduktan sonra akademide tutan gerekçe neydi; araştırma görevlisi olduğunuz dönemde kürsünün diğer tarafında olmak sizin için ne anlam ifade ederdi diye sorsam neler söylersiniz?
Gerek Ankara Devinim Tiyatrosu bünyesinde gerek Devlet Tiyatroları bünyesinde oyunlar oynamış biri olarak oyuncunun özgürlük alanının sınırlarını konuşalım isterim; kolektif bir emeğin ürününü gördüğümüz tiyatroda sizce oyuncu sınırsız imkânlar dâhilinde ortaya koyulan büyük prodüksiyonların bir parçası olmayı mı arzu eder yoksa kısıtlı imkânlarla ortaya çıkarılan yaratıcılıkta sınırları zorlayan eserlerin bir parçası olmayı mı?
Rol aldığınız oyunların geneline baktığımızda hep bir meselesi olan, derdi olan oyunlar görüyoruz. Tam da bu noktada arka perdedeki oyun seçme sürecinizi de konuşalım isterim. Malum, toplum olarak her geçen gün fazlasıyla meseleye uyanıyoruz; fakat sizin yaratım sürecinizi etkileyen/besleyen kişisel kıstaslarınızı merak ediyorum.
Yakın geçmişte Ankara Gazinosu oyununda bir yan karakter olarak gördüğümüz “Arkadaş” Zekai Özger geçtiğimiz aylarda Ankara seyircisinin karşısına Sevdadır oyunuyla çıktı ve adeta “öteki” olmanın hissiyatını izleyicilerin gönlüne taşıdı. Bu noktada, ben sizin bu eşsiz oyunun hazırlık sürecindeki içselleştirme yolculuğunuzu merak ediyorum.
“Ankara Gazinosu” oyununda olduğu gibi “Sevdadır” oyununda da Ankara’nın bildiğimiz, bilmediğimiz çeşitli yüzleri seyirci karşısına çıkıyor. Bu noktada Ankara seyircisinin sizdeki yerini sorsam neler söylersiniz?
Son olarak bizim yayın adımız da olan Dördüncü Duvar kavramına sizin bakış açınızı sormak isterim; şahsen Bambu Sahne’deki Sevdadır izleyiciliğim boyunca ben o yok olan duvarı elimi uzatsam Arkadaş’ın gözyaşını silebileceğim mesafeyi hem fiziken hem de ruhen oyunun her anında hissedebildim.
Kendisine bu hoş sohbet için çok teşekkür ediyoruz.