Devlet Tiyatrosu’nda Bir Oyun
‘‘Oyunumuz başlamak üzeredir. Lütfen oyun bitiminde telefonlarınızı açmayı unutmayınız.’’ Özlem Ersönmez’in anonsundan sonra gelen, şu an tiyatro izleyicilerinin hemen zihinlerinde canlanan o müzikten sonra yavaşça kayarak açılan perde… Sizler bu andan sonrasına tanık oluyorsunuz. Peki o perde açılana kadarki sürede, arkada neler oluyor?
Benim tasarımcı olarak tiyatronun içinde yer almak istemem üniversite yıllarıma uzanıyor. Hacettepe’de İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümünde okurken geleceğime yön vermeye çalışıyordum ve o zamanlar sık gittiğim tiyatro oyunları sayesinde tasarım eğitimimi sahne tasarımı alanında ilerletebileceğime ve bunu daha çok istediğime karar verdim. Üniversite son sınıftayken Devlet Tiyatroları’nın sahne tasarımıyla ilgilenen birimi olan Sanat Teknik Müdürlüğü’yle bir görüşme yaptım ve görüşmem olumsuz sonuçlandı. Çünkü Devlet Tiyatroları’nda sahne tasarımcısı olmak için ya üniversitelerin bu alanda eğitim veren 4 yıllık lisans bölümünden ya da 2 yıllık yüksek lisans bölümünden mezun olma şartı var. Benim lisansım iç mimarlık olduğundan Devlet Tiyatroları’nda çalışmak için tek şansım, bu alanda yüksek lisans yapmak. Özel tiyatrolardaysa böyle bir şart yok ama tabii alanında duyulan bir isim olmanız işi almak için öncelik oluyor. Ayrıca tasarım eğitiminizi sanatın başka dallarından almış olabilirsiniz fakat tasarım birikiminize tiyatroya özgü bilgiler eklemek ve eğitim görmek de iyi bir sahne tasarımcısı olmak için çok önemli.
Görüşmenin ardından geçen birkaç yıl içinde Kocaeli Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümünde Yüksek Lisans Programını kazanmamla beraber önümdeki bu engel kalkmış oldu. Aynı zamanda dramaturgi eğitimi almamla tasarım alanının tiyatroya nasıl yansıdığını öğrenmiş oldum. Yalnız şu an mezun olmadığım için oyunlarda asistan olarak yer alıyorum.
Okuldaki danışman hocam Süreyya Temel’in yönlendirmesiyle 2019 yazının sonunda o zamanki Sanat Teknik Müdürü Hakan Dündar’la tanışma fırsatım oldu. Aynı zamanda Devlet Tiyatroları’nda dekor tasarımcısı olan Emre Satı hocamın katkılarıyla kendimi Devlet Tiyatroları’nın İrfan Şahinbaş’taki atölyelerinde buldum. Bu ufak girizgâhtan sonra esas konumuza dönebiliriz. İsterseniz hep beraber bir oyunun sahnelenmeye karar verilmesinden size ulaşana kadarki sürecine bir yolculuk yapalım.
Bu yazı dizisinde ‘’Kaçış (İstanbul Devlet Tiyatrosu), Lüküs Hayat (Ankara Devlet Tiyatrosu), Rüstem Oğlu Cemal’in Tuhaf Hikâyesi (Adana Devlet Tiyatrosu), Çocuğum (Diyarbakır Devlet Tiyatrosu), Temiz Ev (Ankara Devlet Tiyatrosu) ve Gidion’un Düğümü (Ankara Devlet Tiyatrosu) oyunlarının sahnelenme süreçlerine tanık olacağız.
Tiyatroda İlk Gün
Hakan Dündar’la görüştüğüm ilk gün, asistanı olarak oyunda yer alma görevini üstlendim. Devlet Tiyatrosu’nda Emre Satı hocam, hangi atölyenin nerede olduğunu anca birkaç ay sonra tam olarak ezberleyeceğim tiyatro kampüsünü tek tek gezdirdi. Biz tasarımcı ve asistanların odası kampüsün girişine en yakın, 3 katlı ve Sanat Teknik Müdürlüğü yazısı olan binanın içinde 2. kattaki oda.
Odaya çıkarken ilk günden itibaren edindiğim bir alışkanlık var. İlk merdivenleri çıktığınızda tam karşınıza denk gelen panoda sezon oyunlarının listesine bakarım ara ara. Bu listelerde 11 bölgenin oyunları, oyunların künyesi, ilk okuma provasının tarihi ve prömiyer tarihi gibi bilgiler yer alıyor. (Keşke o zaman fotoğrafını çekseymişim.)
Listeler belirlendikten, oyunda yer alacak tasarımcılar netleştikten sonra ilk okuma provası tarihi takvime ekleniyor. Oyun ekibinin görevi, işte bu ilk okuma provasıyla beraber başlıyor. Ve tam 45 günlük sürenin sonunda sahnelenmeye başlayacak oyunun hazırlıklarına geçiliyor…
1.Bölüm Sonu
Devam edecek