DTCF’de Tiyatro Öğrencisi Olmak ya da Olmamak
Öncelikle bu yazıda yazacaklarım çoğunlukla kişisel deneyim ve duyumlarımdan oluştuğu için ileride konservatuvar ya da yetenek sınavlarına girecek kişilere tavsiye niteliği taşımamakla birlikte, feyz almak isteyenler olur belki diye olabildiğince açıklayıcı olmaya özen göstereceğim.
“Ülkemizde akademik düzeyde eğitim yapan ilk kuruluş olan Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nün temeli 1958 yılında bir Tiyatro Enstitüsü’nün kurulması ile atılmıştır. O yıllarda Muhsin Ertuğrul üniversitede tiyatro eğitiminin gereği üzerinde duran yazıları ile kamuoyunu böyle bir girişime hazırlamıştır. Prof. Dr. İrfan Şahinbaş’ın girişimleri ile tiyatroyu bir bilim dalı olarak ele alan, bu konuda araştırmalar yapan ve eğitim veren bir Tiyatro Enstitüsü kuruldu. Enstitünün başkanı Prof. Dr. Bedrettin Tuncel, yardımcısı Prof. Dr. İrfan Şahinbaş oldu. Enstitünün ilk asistanları olarak önce Sevda Şener, çok kısa bir süre sonra Özdemir Nutku kadroya alındılar. Enstitü 1962 ders yılı sonunda, bir enstitü kapsamı içinde ders verilemeyeceği gerekçesiyle kapatıldı. 1964 yılında Tiyatro Kürsüsü adı altında yeniden eğitime başlandığında dört yıllık bir eğitim uygulanıyor ve mezunlara üniversite diploması veriliyordu. Kürsü Başkanlığı’na Prof. Dr. Melehat Özgü getirildi. Tiyatro Kürsüsü 1981 yılında yapılan yeni düzenlemeyle Tiyatro Bölümü adını aldı. Sahne uygulamalarında görülen gelişim ve ortaya çıkan gereksinimler doğrultusunda, bir atılıma hazır duruma gelen Tiyatro Bölümü’nde 1987-1988 ders yılından başlayarak yeni bir uygulamaya geçildi. Tiyatro Bölümü, Tiyatro Tarihi ve Teorisi ve Tiyatro Sanatı Anabilim Dalları’na, Tiyatro Sanatı Anabilim Dalı ise Dramatik Yazarlık ve Oyunculuk Sanatı Bilim Dalları’na ayrıldı. Bölüme 1988-1989 öğretim yılından başlayarak ön kayıtla öğrenci alınmakta, lisans, yüksek lisans ve doktora aşamalarında eğitim yapılmaktadır.”
DTCF Tiyatro Bölümü’nün web sitesinden aldığım yazıyla bölümün kronolojisine şöyle bir değinmiş oldum. Ankara’da ve Türkiye’de DTCF’nin özel bir yeri olduğunu düşünenlerdenim, Sıhhiye’de bulunan binanın o haşmetli yapısı, tarihî dokusu, verilen eğitimin kalitesinin bugün bile sürüyor olması o özel yeri koruyor. Tiyatro Bölümü’nün ise tiyatroyla ilgili olunsun ya da olunmasın ne denli değerli olduğu herkesçe biliniyor.
İşte bu bilinirlik beni yıllardır cezbeden bir şeydi. Sıhhiye’ye ne zaman gitsem DTCF’ye bir şekilde yolumu düşürüyordum, şöyle bir bakıp geliyordum. Tiyatro Bölümü ve değerli hocalarını hep takipteydim. Ancak belki gözümde büyüttüğümden, belki de kaderin cilvesi yine çok sevdiğim hatta âşık olduğum başka alanlara yöneldim ancak yazmakla bağımı koparmadım, bununla ilgili profesyonel, amatör girişimlerde bulundum, bulunuyorum. Belki bir başka yazının daha detaylı konusu olur ancak burada kısaca bahsetmek istiyorum, 2019’un sonlarına doğru tam da pandemiden önce bir tiyatro topluluğu kurarak tiyatroya olan ilgimi derinleştirmeye karar verdim. Bence tiyatro, hakkında bir şeyler öğrendikçe daha fazlasını öğrenmek isteyeceğiniz bir alan. Kurduğumuz toplulukla oldukça hevesli bir şekilde ve ileriye yönelik güzel de planlarımız varken ne yazık ki pandemi engeliyle karşılaştık, tiyatronun her şartta ve her yerde yapılabileceğine inananlardanım ancak hayat neye ne kadar izin verir onu kestiremiyoruz tabii. Evde olduğumuz dönemde, yeni alışmaya başladığım sahneden uzak kalmanın burukluğuyla ve kendime yeni bir şeyler katmanın da isteğiyle 2. kez üniversiteye girmeye karar verdim. Topluluğu kurarken de ileride tiyatroyla ilgili profesyonel girişimlerde bulunacağımı biliyordum ancak nasıl şekilleneceğiyle ilgili bir fikrim yoktu ki hâlâ yok. İnsan sahne tozunu bir defa yuttu mu kolay kolay kurtulamıyor derler ya da tiyatro hocamın söylediği gibi bu benim yolumdur ve eninde sonunda dönüp dolaşıp o yola girmenin bir formülünü bulmuşumdur. Belki sahne tozu yuttuğumdan belki de yolda tiyatroyla ve yazmakla ilgili bir şeyler yapma isteğimden “Ben 2. kez üniversite okumak istiyorum.” hevesiyle doldum.
Yeniden üniversiteye hazırlanmak, üstelik üstünden yıllar geçmişken hem de iş hayatım devam ederken oldukça zor bir süreç olacaktı, farkındaydım. Ancak isteyince çaresini, istemeyince bahanesini buluyorsun diye düşünüyorum. Hadi üniversite sınavını atlatmak bir derece kolaydı belki ama yetenek sınavı gözümü korkutan bir şeydi. Pandemi de cabası tabii, ders alma imkânım olmayacaktı. Başarılı olup olamayacağımdan emin olmayarak bu süreci kendimce değerlendirmeye karar verdim. Sektörden tanıdığım kişilerle konuştum, yazmayla ilgili aldığım kurslardan hocalarımla iletişime geçtim, İnternetten araştırmalar yaptım, toplulukla çalışırken hocamızın “Mutlaka okumalısınız!” dediği kuramsal kitaplara, oyunlara kelimenin tam anlamıyla gömüldüm. Ne yazık ki yaşadığımız süreç yüzünden oyun izlemekle ilgili pek de verimli olamadım ama online oyunlar imdadıma yetişti. Böyle yazarken bu şartlar altında iyi hazırlanmışım gibi duruyor ama yetenek sınavlarına girenlerin nasıl süreçlerden geçtiğini az da olsa bildiğim için kendi adıma oldukça umutsuzdum. Burada özellikle tiyatro.co ekibine kocaman bir teşekkür etmeliyim, destekleri büyük bir enerji ve gayret verdi, var olsunlar.
Yetenek sınavlarına başvuru süreci geldiğinde şansımı denemek için hem Dramatik Yazarlık Anasanat Dalı hem de Tiyatro Tarihi ve Teorisi Anabilim Dalı’na başvurdum. Adlarından anlaşılacağı üzere biri daha çok yazma odaklıyken, diğeri daha çok kuramsal ama tabii ki iç içe bir eğitim sonuç olarak.
İnternet üzerinden başvurumu yaptıktan sonra sürecin nasıl ilerleyeceğiyle ilgili bilgi aldım. Bunu dilerseniz bölümden, dilerseniz benim de yaptığım gibi bölümü okuyan/okumuş tanıdıklarınızın başına üşüşerek öğrenebilirsiniz. Sınavın pandemi sebebiyle Ankara Üniversitesi’nin Tandoğan yerleşkesinde Güneş Meydanı’nda olacağı bildirildi. Sınavlar 2 aşamalı oluyor. İlk aşama daha genel kültür ve yorum odaklı bir sınav oldu. İkinci aşamada ise sınava girenlerin büyük bir kısmı elenmişti. Teori ve yazarlık sınavları birbirinden ayrıldı ve her iki sınav da kâğıt üzerinde hem tiyatroyla ilgili bilgilerimizi hem de yeteneklerimizi sorgulayıcıydı. Sorularla ilgili yanıltıcı olmamak adına detay veremiyorum ama tiyatro alanında öncü kitaplara çalışılmasını tavsiye edebilirim. Benim için oldukça zevkli ve çokça da stresli bir süreç oldu. Bence insanın hayatında en az bir kere “Vay be ne yaşadım ben!” dediği bir an olmalı.
Ha sınav sonucu ne mi oldu? 2021 yılı DTCF Tiyatro Bölümü Dramatik Yazarlık Anasanat Dalı öğrencisi oldum ve anılarımı diğer yazılarıma saklamaya ya da eğer bir gün kısmet olursa kendi sahnemde anlatmak üzere heybemde biriktirmeye başladım. Sevgiler…