İyiyim anne, ben iyiyim
İyiyim anne, ben iyiyim…
Bir telefon konuşmasıyla başlıyor oyun. İyiyim anne, ben iyiyim… “Nasılsın?” sorusuna cevaben “İyiyim”, diyor Zeynep Hürol canlandırdığı “Ayşe” karakteriyle sürekli. Sonrasında işin yorgunluğunu üstünden atıp sizi kendi hikayesine ortak ediyor ve bunu öyle güzel yapıyor ki, anlatılan hayatın tam ortasında buluyorsunuz kendinizi…
İyiyim, iyi ki oradaydım dediğim oyunlardan biri. Geçen sene Ziraat Sahnesi’nde gittiğim ve bu sene Stüdyo Sahne’de seyretme şansına sahip olduğum bir oyun. İlk kez izlediğimde öylesine etkilenmiştim ki, bir daha gitmeliyim dedim. Eminim orada olan birçok kişi de aynı duyguyu hissetti. Hatta öyle ki, sonlara doğru bir kadın kendini tutamayarak o an dilinden dökülen birkaç sözcüğü bırakmıştı boşluğa. Adeta Ayşe ile birlikte feryat etmişti. Eğer duygularınızı aldırmadıysanız, bu oyun Zeynep Hürol’un muhteşem performansıyla size geçecek, hatta ruhunuzda iz bırakacaktır.
“İyiyim, hayatına girmiş erkekler tarafından ablukaya alınmış bir kadının hikayesi. Babası, erkek kardeşi, patronu ve kocası arasında sıkışıp kalmış Ayşe, geçmişte ailece yaşadıkları acı bir olayın izini de üzerinde taşımaktadır. Tüm bu acıların etkisiyle hayatını sürdüren Ayşe, büyük bir hata yaparak gelecek umudunu da yok eder. Ve onun için ‘İyiyim’ sözcüğü gerçek anlamını yitirmiştir artık.”
Konu bu şekilde anlatılıyor DT’nin sayfasında ve oyun boyunca merak ediyorsunuz, o hata neydi diye. Hikaye sizi alıp götürüyor ve sıkılmadan izliyorsunuz. Sahnede yer alan çello ve duyulan melodiler adeta oyunu tamamlıyor. Açıkçası yaylı çalgılara zaafınız varsa, daha derinden hissedebilirsiniz bu oyunu. Işıklar, seçilen renkler ve dekor ne bir eksik ne bir fazla ile önünüzde duruyor. Burada belki şunu söyleyebilirim: ışık geçişlerinde biraz yavaşlık vardı bence. Bunun dışında kusur aradım ama bulamadım.
İki sahne arasında, hangisi daha güzeldi bu oyun için derseniz, Ziraat Sahnesi derim. Ancak sahneler arası ambiyans farkından dolayı değil, o an orada bulunan seyirci açısından Ziraat daha iyiydi. Belki yanımdaki kişinin ayağıyla ritim tutması ve oradaki insanların oyuna reaksiyonu aynı seviyede olmadığından Stüdyo Sahne’deki temsil beni ilki kadar etkilemedi.
2014/15 sezonundan bu yana temsilde olan bu oyun, umuyorum uzun seneler boyunca sahnede olur ve tekrar gitme şansına sahip olurum.