Pandemide Tiyatro: Var Olmak ya da Olmamak
Koronavirüs aylardır bizim hayatımızda. Yeni normal denen bir normalimiz, sosyal mesafemiz ve maskelerimiz var. Çeşit çeşit kolonyalarımız, hastane kokan dezenfektanlarımız… İnsan kendini görüyor, kendini biliyor ama herkes, her alan yeni şartlara uyum sağlamaya çalışıyor. Tiyatrolar da öyle. Karantina döneminde dünyanın pek çok yerinden tiyatrolar dijital oyun arşivlerini internet kullanıcılarının hizmetine sundu. “Tiyatro dijitalleşiyor mu?” sorusu soruldu, “İnternetten izlenen oyunlar, gidip yerinde izlenenlerin yerini tutar mı?” tartışmaları yapıldı. Aslında bu şartlarda bunun pek önemi yoktu. ‘Evden kültür-sanat’ pek çok insanı yalnız hissetmekten, belki delirmekten korudu. Sanatın iyileştirici gücü, karantina dönemini de şifalandırdı: virüsün fark ettirdikleriyle mahvetmekten vazgeçip yeni bir yaklaşımla, farklı şekilde bakacağımız bir dünya belki de mümkündü. Ara ara yine umutlandık. İzlediğimiz oyunlar, seçtiğimiz filmler, dinlediğimiz müzikler her şeye rağmen daha iyi bir dünya yaratabileceğimiz fikrini bize verdi. Epey örselediğimiz dünyayı belki iyileştirebilirdik. Sanat biraz da bunun için, daha iyisini yapabilme gücünü içimizde hissettirmek için var çünkü. Virüs de unuttuklarımızı hatırlattı.
11 Mart’ta Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının görülmesinin ardından, sahneler perdelerini kapattı. Etkinlikler iptal edildi, bilet satışı gerçekleşmiş oyunlar için bilet iadesi yapıldı. Seyirciler, emekçiler ve oyuncularla güzelleşen salonlar bomboş kaldı. Sahnenin tozu -bir süreliğine- tedbirler gereği süpürüldü. Özel ve alternatif tiyatrolar varlığını sürdürmenin yollarını aradı, virüs onları da nefessiz bıraktı. Kimi; çeşitli destek ve imza kampanyaları, askıda bilet uygulamalarıyla yaşamaya çalıştı. Tiyatrocular, tiyatro emekçileri işsiz kaldı. Tiyatro emekçileri, “Tiyatromuz Yaşasın!” dedi, kamuoyunun da imzasına açılan ve 30.000’den fazla kişinin imzaladığı bildiride “Tiyatro sanatı maddi kayıplarına ‘rağmen’ devam edemez.” diye ekleyerek devlet desteğini beklediklerini, gerekli düzenlemelerin yapılması ve kaynakların paylaşılması gerektiğini savundular. Perdelerin kapanmasının ardından Tiyatro Kooperatifi “Bizde Yerin Ayrı” ismiyle, seyircilerin yeni sezon biletlerini şimdiden alabileceği bir destek kampanyası başlattı: “Şimdi ayrı olsak da, senin bizde yerin ayrı.” dedi. Aylar sonra, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanan bir genelgeyle tiyatroların gerekli hijyen tedbirlerini sağlaması hâlinde 1 Temmuz’da kapılarını yeniden açabilecekleri duyurulmuştu. Salonların kapasitesi düşürüldü, hijyen tedbirleri alındı, tiyatro bu zor şartlar altında nefes almaya devam etmeye çalıştı. Sahnesini açık havaya taşıyabilen tiyatrolar bunu denedi; parklar, amfiler ve bahçeler yeni salonlar oldu. Birçok tiyatro oluşumunun da birlik olup oyunlar çıkardığına şahit olduk bu dönemde. Ancak pandemi koşullarında iş yapamadıkları için varlığını sona erdirmek zorunda kalan tiyatrolar da oldu, oluyor ne yazık ki. Peki dünyada tiyatrolar ne alemde, nasıl çabalıyorlar?
Almanya’da da devlet tiyatroları ve özel tiyatrolar koronavirüs sebebiyle 13 Mart’tan itibaren kapatılmıştı. Bertolt Brecht ve eşi Helene Weigel tarafından kurulan Berliner Ensemble Eylül’de tiyatro sezonunu açacağını duyurmuştu. “Epik tiyatro” kavramının yaratıcılarından olan Bertolt Brecht’in tiyatrosu Berliner Ensemble korona döneminde de epik bir düzenlemeyle koltuklarını sosyal mesafeye uygun hâle getirip tekli ve çiftli koltukların dizildiği yeni düzene geçerek salonun seyirci kapasitesinin de düşürülmesini sağladı.
Theatre Deli Londra’daki iki performans mekânını güvenli bulmadığı için kapatırken, Theatre Deli’s Broadgate Stüdyoları’nı provalar, dersler ve yaratıcı çalışmalar için yeniden açtı. İngiltere’nin 1871’de açılan köklü performans sanatları merkezi The Royal Albert Hall Mart’tan beri kapalı. Çok ciddi gelir kaybı yaşayan mekân, geri ödenebilir kredi başvurusunda bulundu ancak umutlu değil. Devam edebilmeleri için 20.000.000 Sterlin bağışa ihtiyaçları var. Londra Kraliyet Opera Binası (Royal Opera House) kayıtlarını ve canlı performansları pandemi döneminde internet üzerinden ücretsiz olarak izlenmeye açmıştı. Royal Opera House da güncel durumda hayatta kalma mücadelesi veriyor, virüsün getirdiği ekonomik sıkıntılar sebebiyle kontratsız çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kaldı. Liverpool’un ünlü tiyatrosu Unity Theatre ise Mart ayından itibaren aniden durdurulan etkinliklerinin ne zaman yeniden başlayacağını kestiremedikleri için oldukça üzgün olduklarını ve emek veren ekip arkadaşlarıyla yollarını ayırmak zorunda kaldıklarını belirtti. Çalışan sayılarını azalttıkları için üzgün olduklarını, ancak pandemi sürecini atlatabilmeleri için buna mecbur kaldıklarını söyleyen Unity Theatre tiyatro yöneticileri, tiyatro sanatının yaşaması için pandemi boyunca büyük çaba harcayan herkese minnettar olduklarını belirtti. Birleşik Krallık’ta sektörden 3000 çalışan kaybedildi.
Riverside Theatre ise pandeminin olumsuz şartlarına rağmen hemen aksiyon aldıklarını ve yaptıkları düzenlemelerle 2021-2022 sezonunun tiyatroları için en yoğun sezon olabileceğini düşündüklerini dile getiriyorlar. Oluşum online platforma ağırlık vererek geçmişteki oyunlarını izleyicileriyle internet üzerinden buluşturduklarını ve gelecekteki oyunlar için yine aynı yöntemi izleyeceklerini açıkladılar. Seyircilerinin online olarak da olsa tiyatro izleme arzularının devam edeceğini umduklarını belirten Riverside Theatre, online bağış sistemiyle de tiyatrolarını yaşatmayı planlıyor. Hatta bu dönemde ekiplerini de yine online olarak yaptıkları görüşmelerle genişlettiklerini söylüyorlar. Tiyatro, ilerleyen günlerde provalarını açık havada yapmayı planladıklarını ve oyunlarını yine açık havada sergileyebileceklerini düşünüyor. Yine İngiltere’de tiyatrocular insanların kültür ve sanat alanlarıyla yeniden ilgilenebilmesi ve tiyatro salonlarının yeniden dolabilmesi için başbakan Boris Johnson ve İngiliz hükûmetinden destek beklediklerini dile getirdiler. Başbakan Johnson ise Moonshot adını verdikleri bir eylem planıyla 9 Eylül’den itibaren kitlesel bir örgütlenmenin bu dönemde tiyatro dahil olmak üzere büyük zararlara uğramış sektörlerin iyileşmesi için faydalı olabileceğini açıkladı.
Karantina sebebiyle kapatılan Londra’nın ünlü Globe Tiyatrosu Youtube hesabından, Shakespeare’in oyunlarını ücretsiz olarak erişime açtı. 20 Mart’ta kapanan tiyatro kapalı kaldığı sürede büyük bir ekonomik krize girdi ve İngiltere Sanat Konseyi tarafından verilen yardım paketinden yararlanamayan Globe Tiyatrosu ne yazık ki iflasın eşiğine geldi. Kısa bir süre önce yeniden kapılarını açan tiyatro gelirinin %95’ini bilet satışları, turlar, atölye çalışmaları ve hediyelik eşya satışlarından elde etmekte.
KAYNAKLAR
http://tiyatromuzyasasin.com/
https://www.birgun.net/haber/tiyatromuz-yasasin-299236
https://bizdeyerinayri.com/
https://www.berliner-ensemble.de/en/schedule
https://www.thestage.co.uk/news/theatre-deli-closes-two-of-its-london-spaces
https://www.thestage.co.uk/news/theatre-welcomes-mass-testing-plan-but-urges-more-detailhttps://www.liverpoolecho.co.uk/whats-on/arts-culture-news/unity-theatre-cut-jobs-warning-18907687
https://www.theatredeli.co.uk/news/covid-19-update
https://yesilgazete.org/blog/2020/04/22/shakespearein-olumsuz-oyunlari-internette/
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/shakespearein-globe-tiyatrosu-iflasin-esiginde-1739898
https://www.beaconjournal.com/entertainment/20200904/little-theatre-sets-online-membership-meeting
https://www.playbill.com/article/houstons-theatre-under-the-stars-delays-season-until-may-2021
Yazarlar Dilan Aydemir – Bilgesu Erdem