“TİYATROYA ÇIPLAK GÖZLE BAKMAK, SANATIN DİSİPLİNLERARASI İLİŞKİSİ, ELEŞTİRİ VE TİYATRO”
Bu yayında Özgür Ceren Can ile sanatın disiplinlerarası ilişkisinden tiyatro gustosuna, seyircinin kahkaha atma özgürlüğünden eleştiri yazmaya değin birçok konuda sohbet ettik. Sohbetimizde sorduğumuz sorular şunlardı:
Bir tiyatro oyununu seyrederken hangi gözle bakıyorsunuz? Kendi kalıplarınızdan çıkmak, seramik sanatçısı ya da sanat tarihçisi olarak bakmamak, sadece duyguya kapılmak mümkün oluyor mu?
Çok tiyatro oyunu seyretmek, alınan tat üzerinde bir etki yaratıyor mu? Yıllar içinde bir beğen(e)meme seviyesi oluşturdunuz mu kendi içinizde.
Tiyatro eleştiri yazılarınızdan birinde denk gelmiştim seyirci ve izleyici kavramları arasındaki farka. Yazınızda biz izleyicilere seslenerek “Seyirlik bir iş değil, iz sürmek gerekiyor; koku almak, sezmek, temas etmek, duyumsamak gerekiyor.” diyorsunuz, sadece sizin gibi sanatçı kişiliklerin yapabileceği bir yolculuk mu?
Oyunlara eşlik ederken seyircinin “Kahkaha” atma özgürlüğü var mıdır? Seyir alanından oyun alanına bir seyirci olarak tepkinizi nasıl ortaya koyuyorsunuz.
Sizi sanatın bu kadar içinde tutan motivasyon ne? Pek çok alanında sanatla iç içe olmak nasıl bir his?
Tiyatronun var olması neden önemli sizce?
Sanatçı sıfatının içi o kadar dolu ki, pek çok meslekte olan hiyerarşik tırmanışı içinde barındırmıyor diye düşünüyorum, farklı alanlarda dahi olsa bir üstünlük mücadelesine girmeden; sanat çatısı altında birlikte başarmak, birbirine katkı sağlamak tam da sizin yaptığınız şey aslında değil mi?
Kendisine bu hoş sohbet için teşekkür ederiz.